7/24 ONLİNE ÜYE GİRİŞİ
 ONLİNE WEB ŞUBE 
 
 
                        
UYARI: Adı/Soyad BÜYÜK HARF ile Yazınız
UYARI: Doğrulama için 2 kez Giriş Yapınız
KURUMSAL/POSTA GİRİŞİ

SN; İSKERDER ÇANKAYA YAZDI,

NE GÜZELDİ BAYRAMLAR

Köyümüzde hepimizin bir odada yattığımız yıllarda rahmetli Şevket Amcamızın ve daha sonra Duran’ın çaldığı teneke sesiyle sahura kalkardık.

14-08-2018- 15:59:50

Kaç bayram görebileceğimizi sadece Allah biliyor ama her bayram gelişinde nedense çocukluğumdaki bayramlar aklıma geliyor. 

Köyümüzde hepimizin bir odada yattığımız yıllarda rahmetli Şevket Amcamızın ve daha sonra Duran’ın çaldığı teneke sesiyle sahura kalkardık.
Küçük olduğumuz için sahurda bizi kaldırmazlardı ama, o unutamadığım kaşık seslerini ve gaz ocağının sesini yorganın altından hep duyardım. 

Acaba ne yeniyor diye merek ederdim. 
Kardeşlerimizle birlikte uyandığımızı hissettirmek ve bizi de kaldırmaları için yatağın içinde sağa sola dönmeye başlar küçük küçük zorla öksürürdük. 
Rahmetli babam “tamam tamam kalkın haydi anladık” dediğinde sevinçle kalkar annemin kuracağı sofrayı beklerdik. 
Aldatırlardı bizi “oruç çok hızlı kaçıyor sen yetişip gece tutamazsın” derlerdi ve inanırdık buna. 
Sonra, evimizin hemen üzerindeki dört ayaklı minareden hocanın akşam ezanını okumasını beklerdik sabırsızlıkla. Güzeldi köyümüz, komşularımız ve halkımız. Bölünmemiştik sen şucu’ sun, bucu’ sun diye. Komşularımız vardı bizim Irza’ ların Sami amcam ve Döndü teyzem, Şükrü amcam ve Hayriye teyzem, Mehmet onbaşılardan İsmet Amcamız ve eşi İmnana teyzemiz vardı. 
Ramazanlarda yemek alışverişi yapılır, birbirimize her şeyimizi emanet ederdik. 
Şimdi öyle mi?
Uzaklaştık birbirimizden, unuttuk güzel adetlerimizi. Teknolijiden kaçamadık. 
Evlerimize giren televizyonlar bağladı önce bizi, sonra akıllı telefonlar aldı aklımızı. 
Güzel ülkemin üzerine başta Amerika olmak üzere diğer ülkelerin yaptıkları oyunları göremedik.
Okullarımıza gönderdikleri süt tozu ve konserve peynirlerle uyuttular bizi. 
Yıllarca o konserve açacakları ile oyun oynattılar bize. Ama ders almadık bunlardan, her başa gelen siyasetçimiz bu politikadan vazgeçmedi. 
68 kuşağı ve 78 kuşağının “Kahrolsun Amerika” çığlıklarına kulak verilmedi. 
İleriyi gören rahmetli Necmettin Erbakan’ın; kalkınmanın ağır sanayi ve tarımla olacağına dair çırpınışlarına kulak tıkadık hepimiz. Şimdi de aynı politikalar devam ediyor. Amerika’ya danışmadan bir iş yapamaz olduk.
Üretimi ve yatırımı bırakıp ucuz ithalata yöneldik.
Tarımı bitirip fabrikaları satar olduk. Yine Amerika ve Avrupa’nın oyunlarına kanarak Arap Baharına destek olup ülkemizi mültecilerle doldurduk.
Siyasilerimizin ülkenin gerçek sorunlarıyla uğraşmayıp milleti parça parça bölüp koltuk sevdalarına destek olduk. Ürettiğimiz her şeyi dışarıdan ithal etmeye mahkum olduk. 
Ülkem asla bu yanlışları hak etmiyor. En fazla 3 yıl içinde sürekli seçime gidiyoruz. 
Her seçimde trilyonlarca parayı partilere veriyoruz miting düzenlesinler diye. Eğer yetkili olsam ilk yapacağım iş mitingleri yasaklamak olacaktır. 
Her gittikleri yerde aynı şeyleri söylemelerinden bıkmıyoruz, soğukta sıcakta dolmuşlarla otobüslerle koşturuyoruz siyasilerin şov meydanlarına. 
Yurdumun en mahrum köyündeki evinde bile televizyon var. Seçimlerde siyasilerimiz belli günlerde televizyonlara çıksalar sıcak/serin evimizde çayımızı içerek dinlesek ve o hak etmedikleri trilyonlarla fabrika açıp işsiz gençlerimize iş versek olmaz mı? 
Olmaz tabi, egolarını tatmin edecek alkışları duymaları lazım. Bağırmaları lazım kalabalığa milleti bölmek, birbirinden uzaklaştırmak için. 

36 yıllık memurluğumda hiçbir parti mitingine gidemedim.

Mitinglere giden devlet memurlarından bazılarının yıllarca soruşturmasını yaptım, bazılarının da gittiği halde korunduğuna tanık oldum. 
Emekli oldum ya, ilk defa son ayda yapılan mitinglere gittim. Ama inanın korkak korkak etrafıma bakmadan edemedim. 
Mitinglerde yapılan masrafları gözledim. Her tarafa asılan resimler, yalan yanlış vaatler, cadde ve sokaklara asılan bayrakların israfından utandım. 
Kısacası bu ülke bizim, burada yaşayan Türk’ü, Kürt’ü, Lazı, Çerkezi, Boşnağı veya hangi soydansa bu ülkenin evladı ve vatandaşı. 
Bölmeyelim bu soyları, birbirine düşman etmeyelim, Alevi, Sünni diye ayırmayalım, hep birlikte sahip çıkalım vatandaşımıza ülkemize. 
Bırakalım bizim partiliyi korumayı, iş bulmayı, iş vermeyi, diğer partiliyi kötülemeyi, işsiz bırakmayı, haksızlık yapmayı. Doğruya doğru yanlışa yanlış demeden korkmayalım. 
Her seçimde oy verdiğimiz, politikasını beğenmediğimiz partiye bir daha oy vermeyelim. 
Ancak bu şekilde siyasilerin her seçim öncesi yalan yanlış olmadık vaatlerinin önüne geçebiliriz.

Bayramlarımızın dostluğumuzu ve birbirimize bağlılığımızı artırması dileği ile tüm akrabalarımın, dostlarımın mübarek Ramazan Bayramlarını kutluyorum…

 

İskender ÇANKAYA

14 Haziran 2018/KOCAELİ


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın